Avrupa Hareketlilik Haftası kapsamında ilk olarak 2001 yılında “Otomobilsiz Kent Günü” adı altında çeşitli etkinlikler yapılmış olup, o tarihten bu yana 16-22 Eylül tarihleri arasında toplu ulaşımın önemi, otomobilsiz yaşam, bisiklet kullanımının önemi, yaşanabilir çevre, gürültü kirliliği ile mücadele, karbon emisyon oranlarının azaltılmasına yönelik temalarının öne çıkartıldığı etkinliklerle kutlanmaktadır. Avrupa Hareketlilik Haftası daha temiz, daha sağlıklı bir kent özlemini dile getirerek, gürültü, yok olan yeşil alanlar, sürdürülebilir ulaşım modelleri, çevre koşullarının çocukların psikolojileri üzerine etkisi, temiz şehir, çevre sağlığı, yeni bir otomobil kullanım kültürü konularını kapsamaktadır.
Bu haftanın genel amacı, artan motorlu araç trafiğinin kentsel alanda yol açtığı kirliliğe karşı vatandaşların bilinçlendirilmesini teşvik etmektir. Aslında bu kampanya sadece atmosferin kirlenmesi ve gürültü kirliliğiyle mücadele etmeyi değil; aynı zamanda kentsel yaşam kalitesinin iyileştirilmesini de hedeflemektedir.
Dünyada özellikle son yıllarda sanayi ve teknolojinin hızla gelişmesi, plansız kentleşme, hızlı nüfus artışı ve sınırlı olan doğal kaynakların aşırı ve bilinçsizce tüketilmesi çevre sorunlarının artmasına sebep olmuştur. Çevre kirliliğinin sınır tanımaz özellikte olması da onu küresel bir sorun haline getirmiştir. Bunun sonucunda ise mevcut sorunlara karşı tüm ülkelerin ortak hareket etme ve gerekli tedbirleri alma zorunluluğu ortaya çıkmıştır.
TRAFİĞİN ÇEVREYE VE İNSAN SAĞLIĞINA ETKİSİ
Çevre ve insan ayrılmaz bir bütündür, çevreye verilecek her türlü tahribatın insan üzerinde olumsuz etkisi vardır. Bir düşünür yaşamı şöyle tarif eder: “Yaşam; bir nefes alıp veriş arasında geçen süredir.”
NEFES ALMAK
Normal bir insan günde 23.000 kez soluk almaktadır. İnsan günde ortalama 13000-16000 litre veya ömrü boyunca 400-450 milyon litre hava solumaktadır.
SOLUNAN HAVA
Solunan hava saf değildir. Hava; doğal kaynaklar veya insan aktiviteleri ile atmosfere bırakılan kimyasal ve biyolojik binlerce maddelerle kirlenmektedir.
Yaşadığımız şehirlerde çevresel etkinliği açısından en önemli etken taşıt trafiğidir.
Trafiğin sebep olacağı çevre etkilerinin başında gürültü ve hava kirliliği gelmektedir.
Trafikte araçların kullanımıyla oluşan gürültü; genellikle araçların motorlarında, egzozdan ve süspansiyondan kaynaklanan gürültüdür. Trafik gürültüsü motor gücüne, hızına, seyreden taşıtların cinsine, yol eğim derecelerine ve kaplama özelliğine bağlı olarak değişmektedir.
Tüm bu nedenlerle oluşan trafik gürültüsü insan yaşamıyla iç içe olması sebebiyle hem çevre açısından hem de insanların sağlığı açısından başta stres olmak üzere önemli etkiler yaratmaktadır.
Trafiğin olumsuz çevre etkilerinden bir diğeri de çevre kirliliğinin en önemli parametrelerinden biri olan, canlıların içinde yaşadığı ortamı oluşturan hava kirliliğidir.
Benzinli ve dizel motorların egzoz gazları hava kirliliği ‘ne neden olan kaynakların başında gelmektedir.
EGZOZ GAZLARININ ÇEVREYE ETKİSİ
Bilindiği gibi; araçlarda kullanılan yakıtların yanması sonucu ortaya bazı zehirli gazlar çıkmaktadır. Bunlar teorikte CO2 , H2O ve N2 olması gerekirken araç motor yakma sisteminden kaynaklanan(eksik yanma, yüksek motor sıcaklığı……v.b.)
Gerçekte daha zehirli olan CO, HC ve NOX’ tir. Açığa çıkan zehirli gazlardan insan sağlığı açısından en önemli etkiye sahip, soba zehirlenmelerinde de karşımız çıkan renksiz, kokusuz gaz olan CO(karbon monoksit) gazıdır. Karbonmonoksit gazı insan kanında bulunan ve oksijen taşıyan hemoglobin maddesine bağlanarak metahemoglobin maddesini oluşturur. Bu madde kanın oksijen taşıma kapasitesini düşürerek ölüme varan sonuçlar doğurmaktadır.
NOx ve HC Özellikle, insanların solunum yollarına zarar verir, yapı, bina ve malzemeleri aşındırır, rüzgarlar ile taşınarak asit yağmurları halinde bitki örtüsünün ve ormanların tahribine neden olmaktadır.
AYRICA EGZOZ EMİSYONLARINDA OLUŞAN KARBONDİOKSİT EMİSYONU YERYÜZÜNÜN ISINMASINDA ÖNEMLİ ROL OYNAR.(SERA ETKİSİ)
İlk zamanlar bu gazların çevreye etkisi çok önemsenmemekteydi, fakat günümüzde artan dünya nüfusu ve bununla birlikte artan otomobil sayısı ile doğru orantılı olarak bu gazların çevreyi kirletmesi etkisi de artmıştır.
DÜNYADA VE ÜLKEMİZDE ALINAN ÖNLEMLER
• Avrupa ülkeleri emisyon oranları için her yıl değişik standartlar belirlemektedir.
• Bu önlemlerin başında gelen ve bizi ilgilendiren egzoz emisyonlarının düşürülmesidir.
• Motor üretici firmalara, Avrupa ülkeleri için üretilecek araçlarda bu emisyon oranlarını zorunlu olarak sunmuşlardır.
ÜLKEMİZDE DE:
Egzoz Emisyon kontrolü işlemleri “Egzoz Gazı Emisyonu Kontrolü İle Benzin Ve Motorin Kalitesi Yönetmeliği” kapsamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülmektedir.
Bu doğrultuda;16-22 Eylül “Avrupa Hareketlilik Haftası ve Otomobilsiz Kent Günü”münasebetiyle1999 yılından bu yana Avrupa ülkelerinin bir çok kentinde,2001 yılından bu yana ise ülkemizde çevresel konulara kamuoyunun duyarlılığını artırmak ve etkin katılımın sağlanması amacıyla çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir.
BU ETKİNLİKLERİN BAŞINDA
· Bisiklet turları
· Yürüme turları gelmektedir.
Etkinliklerde ki amaç; daha sağlıklı ve yaşanabilir bir dünya için kent merkezlerinde insanları sürdürülebilir, çevreci, daha sağlıklı ulaşım şekillerine TOPLU TAŞIMA, YAYA ve BİSİKLET ile ulaşıma teşvik edilmesidir.
TAŞIT TRAFİĞİNDEN KAYNAKLANAN KİRLİLİĞİ ÖNLEMEK ADINA BİREY OLARAK BİZLER:
· Yürüme mesafesi yakın olan yerlerde mecbur kalınmadığı sürece motorlu taşıt kullanmamalıyız. Yürüyüş yapmalıyız.
· Bisiklet kullanmalıyız.
· Sürekli asansör kullanmak yerine sık sık merdivenleri de tercih etmeliyiz.
· Şehiriçi ve Şehirdışı ulaşımlarında toplu taşıma araçlarını tercih etmeliyiz.